görsel sanatlar üzerine…
This slideshow requires JavaScript.
Pedro Almodóvar’ın kısa biyografisi
24 Eylül 1949 , Calzada de la Calatrava, Ciudad Real, Castilla-La Mancha, İspanya
Luis Bunuel’den sonra dünyaca tanınma ve takdir görme başarısını elde etmiş film yapımcısı, İspanya’nın yoksul bölgesi olan La Mancha’nın Calzada de la Calatrava kasabasında doğmuştur. 1968 yılında Madrid’e yerleşmiş ve El Rastro denilen bir bit pazarında ikinci el eşyalar satarak yaşamını sürdürüyordu. Parası olmadığından, sinema eğitimi alma fırsatı olmadı. Zaten, 70’li yılların başında Franco hükümeti sinema okullarını kapattırmıştı. Sinema yerine, İspanyol telefon şirketinde iş bulmuş ve biriktirdiği parayla Super 8 mm kamera almıştır. 1972 – 1978 yılları arasında arkadaşlarının yardımıyla kendini kısa filmler yapmaya adadı. İlk filmlerinin Prömiyerleri oldukça ünlüydü, hızla büyüyen dünyada İspanyol karşı kültürü. Birkaç yıl içerisinde Almodovar, 1970’li yılların sonu Madrid pop kültür hareketinin ve La Movida’nın yıldızı olmuştur. 1980 yılında İlk konulu uzun metrajlı filmi “Pepi, Luci, Bom y otras chicas del monton” yapmıştır. 1987 yılında kardeşi Agustin Almodovar’la kendi prodüksiyon şirketini kurdu. El Deseo filmiyle tüm dünyaya “Almodóvar Fenomeni” ulaşmış ve bir çok ülkede filmleri popülerleşmiştir.

Birçok filminde yer alan Penolope Cruz’la 47. New York Film Festivalinde

Personal Quotes – Kişisel Sözleri
My first ambition was to be a writer. I have always been very interested in writing. But it seems to me that I have more capacity for telling a story with images. It seems I have more talent for filmmaking than for writing a novel, which is my dream. I have always found it easy to let my imagination go. You do not just need imagination for filmmaking, you also need a lot of passion. When I discovered filmmaking as a way of telling stories, I felt that I had found something that was in my nature. I am glad that I had this ambition to be a novelist because it has helped me in filmmaking.
Cinema has become my life. I don’t mean a parallel world, I mean my life itself. I sometimes have the impression that the daily reality is simply there to provide material for my next film.
I’m a big fan of David Lean. I think David Lean is the only example of a filmmaker who made super-productions that were auteur super-productions. They’re extremely personal. And I don’t think anyone’s making films like that, and I really miss a personality like David Lean’s in Hollywood.
(Personal quotes reference from http://www.imdb.com)
Pedro Almodóvar’ın ilk filmi Türkçe altyazıyla

Darren Aronofsky
12 Şubat 1969, Brooklyn / New York doğumlu Amerikalı usta film yönetmeni ve senaristi. 1987 – 1991 yılları arasında Harvard Üniversitesinde aksiyon ve animasyon film eğitimi aldı. Tezini bitirdikten sonra birkaç ödül kazanmıştır. Ama en önemli çıkışını 1996 yılında senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini ve prodüktörlüğünü yaptığı “Pi” filmiyle Sundance Film Festivalinde “en iyi yönetmen ödülünü” kazanarak almıştır. 1998 yılında vizyona giren, Pi filmindeki senaryosuyla çok büyük beğeni toplamış ve sonrasında 2000 yılında yaptığı Requiem for a Dream filmiyle kariyerini başarıyla devam ettirmiştir. 2002 yılında başladığı filmi “The Fountain”a çeşitli prodüksiyon sorunları yüzünden uzun bir süre ara verilmiş ve nihayetinde film 2006 yılında gösterime girmiştir. 2008 yılında, “The Wrestler” ve 2010 yılında “Black Swan” filmiyle Altın Küre ve BAFTA ödülerinde en iyi kadın oyuncu ödülünü diğer bir Harvard’lı olan Natalie Portman kazanmıştır. Natalie Portman, Harvard psikoloji mezunu olarak bu filmde sergilediği oyunculukla, kelimenin gerçek anlamıyla baş döndürücüydü. Başrol’deki karizmatik isim Vincent Cassel’in oyunculuğu da filmin başarısındaki büyük etkenlerden. Tabii ki bu da Darren Aronofsky’nin usta senaryosu bilinç dışını, iki yüzlü ve çekememezlikleri karıştırmasıyla meydana getirmiştir.
Aşağıda başrol oyuncuların çekim sırasında set’deki bir anı;

Aşağıda fotoğraf 68. Venedik Film Festivalinden. Genç ve Usta Film Yapımcısı Darren Aronoffsky.

Kişisel Sözleri (Personal Quotes)
I try to live my life where I end up at a point where I have no regrets. So I try to choose the road that I have the most passion on because then you can never really blame yourself for making the wrong choices. You can always say you’re following your passion.
To me, watching a movie is like going to an amusement park. My worst fear is making a film that people don’t think is a good ride.
I think it’s important to keep trying new things.
(Personal quotes reference from http://www.imdb.com)

Ayaspaşa, İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı bir semt’dir.
Çoğunlukla apartman bulunduğu semt Gümüşsuyu, Fındıklı, Taksim ve Kabataş arasında yer alır. Park Otel, Türk Sınai Kalkınma Bankası, Ak Sigorta, Alman Konsolosluğu gibi kurumların binaları da bu semtte bulunuyor.
Ayaspaşa Çevre Güzelleştirme Derneği adında, semt derneği mevcuttur.
Bu semti ve İstanbul’un diğer güzel yerleri profesyonel turist rehberiyle detaylıca gezip, yeni şeyler öğrenebilirsiniz. https://bookmeguide.com/specialty-tours/


PEOPLE AHEAD OF ME ON LINE
Here is something I can do without: People ahead of me on the supermarket line who are paying for an inexpensive item by credit card or personal check. People! Take my word for this: Tic Tacs is not a major purchase. And, I get just discouraged when a guy who’s buying a simple jar of spaghetti sauce tries to pay with a letter of credit from the Bank of Liechtenstein. Folks, carry some fu**in’ money around, will ya? It comes in handy! No one should be borrowing money from a bank at 18 percent interest to buy a loaf of bread.
AIR POLUTION
Think of how much information, in the form of radio energy, there is flying through the air, all around us,all over the world, right now and all the time. AM, FM, UHF, VHF, shortwave radio, television, CB radio, walkie-talkies, cell phones, cordless phones, telephone satellites, microwave relays, faxes, pagers, taxi calls, police, sheriff, hospitals, fire departments, telemetry, navigation, radar, the military, government, financial, legal, medical, the media, etc., etc., etc. Trillions and trillions and trillions and trillions of separate little bits of electronic information flying all around the world through the air at all times. Think of that. Think of how busy the air is. Now realize this: A hundred years ago there was none. None. Silence.

George Denis Patrick Carlin
(d. 12 Mayıs, 1937) – (ö. 22 Haziran, 2008), Grammy ödülü kazanmış, ABD’li İrlanda asıllı komedyen, oyuncu ve yazar.
Carlin, saygısızca diye nitelendirilen tutumu ve dil, psikoloji ve din gibi alanlardaki tabu konulara ilişkin fikirleriyle tanınır. Carlin’in Yedi kirli kelime komedi rutini, 1978‘de Amerikan Yargıtayı’nın F.C.C. v. Pacifica Foundation davasına yansımış ve 5’e 4 oyla Carlin’in oyunu televizyonlarda yasaklanmıştır.
Birçok kişi tarafından Lenny Bruce‘un yerini aldığı düşünülen Carlin, Comedy Central tarafından Richard Pryor‘un ardından tüm zamanların en iyi ikinci stand-up komedyeni seçilmiştir.
22 Haziran 2008’de göğüs ağrıları şikayetiyle gittiği Santa Monica St. John Hastanesi’ne kaldırılan Carlin, aynı gün 5:55’te kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmiştir.
SOME FAVOURITE OXYMORONS
assistant supervisor, new tradition, original copy, plastic glass, uninvited guest, highly depressed, live recording, authentic reproduction, partial cease-fire, limited lifetime guarantee, elevated subway, dry lake, true replica, forward lateral, standard options.
We can arrange unusual activities to the extent of your interests. Let us know your interests so that we arrange you the best private tour experience.

Louis Germain David de Funès de Galarza
(d. 31 Temmuz 1914 – ö. 27 Ocak 1983)
İspanyol – Portekiz asıllı Fransız aktör. Fransız sinemasının en önemli komedi oyuncularından biridir.
Fransa’nın Yukarı Seine bölgesinde aristokrat bir İspanyol ailesinde dünyaya gelen Louis de Funes, Fransa’nın dünya sinemasına hediye ettiği en büyük komedyenlerden birisidir. Hayranları onu filmlerinde “sadece yüzünü görmek bile gülmek için yeterli” diye tanımlamaktadır. 1946 yılında La Tentation de Barbizon filmi ile sinema hayatına başlayan aktör, özellikle Fantomas filmlerinin beceriksiz, çok konuşan şaşkın komiseri Juve olarak büyük bir hayran kitlesine sahip oldu.
Fantomas serisi ile aynı yıllarda başladığı Jandarma serisindeki mükemmel oynadığı şef çavuş Ludovic Cruchot rolü hayranlarını sinema kuyruklarına sokuyordu. Fransa’nın dağlık bir kasabasının aksi ama görevine sonuna kadar bağlı bir Jandarma Çavuşu iken, St. Tropez deniz Jandarması olarak atanması ve Başçavuşa yaltaklanma durumunda kalması ile başlayan Jandarma serisi toplam 6 film olarak çekilmiştir. “Jandarma ve Bayan Jandarmalar” filmi 1982’de çektiği son filmidir. Lahana Çorbası, Papaz Kaçtı (Les aventures de Rabbi Jacob), Ağacın Üzerinde gibi unutulmaz filmleri vardır.
Kaynak: Vikipedi
We can arrange unusual activities to the extent of your interests. Let us know your interests so that we arrange you the best private tour experience.